İnsan doğası gereği sosyal bir
varlıktır. İçinde yaşadığı toplumun üyesidir. Duyguları ve ihtiyaçları onu
toplum içinde kalmaya yöneltir.
İnsanların günlük hayatlarında maddi
ve manevi açıdan paylaşabilecekleri pek çok değerleri vardır. Paylaşmak insan
olmanın gereğidir.
Sevinçlerimizi, heyecanlarımızı,
üzüntü ve kederlerimizi paylaştığımızda rahatlarız. Dostlarımızla dertleşir,
onları yanımızda hissetmekle yaşam için destek kazanmış oluruz.
Dinî ve millî bayramlarımız,
sevinçlerimizi paylaşmak için bize fırsatlar sunar. Onları birlikte kutlar;
aynı duyguları paylaşmanın sevincini yaşarız. Evlenme, doğum, sünnet gibi
sevinçli günlerde dostlarımızla birlikte oluruz.
Hatalık, kaza cenaze gibi üzüntülü
anlarda da insanlar yoğun olarak yaşadıkları duyguları dostlarıyla paylaşır.
Böylece acılar hafifler; üzüntüler dağılır.
Dinimiz, sahip olduğumuz mal ve
paradan ihtiyaç sahiplerine bağışta bulunmayı, emretmiş, böylece paylaşmayı
toplum içinde yaygınlaştırmayı amaçlamıştır.